Yazan
aktifpidesalonu
Forum Admini
12 Mart 2010 Cuma 14:24:03


Kamyon vakası

Daha çok karpuz nakliyatında kullanılan sivil plakalı bir kamyon 900 el bombasıyla Başkent'e girerken polis tarafından yakalanırsa bu, sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde heyecan uyandırır. Hiçbir şekilde rutin ve olağan bir gelişme diye yorumlanmaz.

Bütün dikkatler bir anda olay mahalline çevrilir. Dört koldan üzerine gidilir. Üstelik burası yeraltından bombaların, LAW'ların ve çeşit çeşit silahların fışkırdığı bir ülke ise... Ve Ergenekon gibi büyük bir dava devam ediyorsa...

Ayrıca bu topraklarda kamyonun da sicili pek parlak değil, şaibeli bir araç... Bir kamyon Susurluk'ta Mercedes'e çarptı ve o güne kadar hissedilen ama gözle görülmeyen, elle tutulamayan derin yapıyı ortaya çıkarıverdi. Kamuoyu nice esrarengiz bilgiyi o kaza sayesinde öğrendi. O günden beri Türk toplumunun bilinçaltında kamyon sadece masum bir taşıma aracı değil; esrarengiz bir niteliği de var.

Olayın nasıl geliştiğini biliyorsunuz... Polis, elektronik postadan çıkan ihbar üzerine Ankara'nın girişinde bir kamyonu durdurdu. 'Çok önemli, lütfen bakınız' başlığıyla gelen ihbar hiç de ciddiye alınmayacak türden değil. Çok önemli detaylar var. Kamyonun plakası, mühimmatın cinsi ve içindeki isimler anlatılmış.

El bombasının yanı sıra başka silahlardan da söz ediyor. Başka kamyonlar da olduğu tezini doğruluyor. Postayı yazan belli ki içeriden... Dışarıdan birisinin o kadar ayrıntıya vâkıf olması mümkün değil.

Kozmik odadaki aramaların ardından Seferberlik Kurulu üyelerinin telaşa düştüğünü söyleyen ihbarcı 'kirli silahların' toplanarak Ankara'ya getirildiğini iddia ediyor. Kirli silah diyerek neyi kastettiğini tahmin etmek zor değil. 'Belki de Türkiye tarihinin en kanlı olaylarını bu silahlarla çözeceksiniz' gibi iddialı cümleler var elektronik postada. İhbarcı, silahların Nevruz'da Doğu ve Güneydoğu'da kullanılacağını da ileri sürüyor.

Polisin ihbar mektubuna kayıtsız kalması, görmezden gelmesi mümkün mü? Değil. Derhal çok yönlü incelemeye aldı. Resmi evraklar gösterilmesine rağmen kamyon Emniyet'e götürüldü. Aynı saatlerde askerî kaynaklar medyaya 'rutin bir sevkıyat' olduğunu fısıldadı. Savcı tarafından ifadeler alındıktan sonra kamyon da, askerler de serbest bırakıldı. Bu süreçte Genelkurmay'ın sessiz kalması ise dikkat çekti. Beklentiye rağmen hiçbir açıklama yapmadı. Daha olayın başında bazı soru işaretlerini ortadan kaldırabilirdi.

'Mahiyeti anlaşıldı, dosya kapandı' denecek basit bir olay değil. Zaten savcılık da çok yönlü soruşturuyor. İhbarı yapan da araştırılıyor. Araştırılmalı da. Ya ciddi bir durumla karşı karşıyayız ya da birileri Türkiye ile oynuyor. Her ikisi de vahim.

Ortada cevaplanması gereken ciddi sorular var. 'Rutin sevkıyat' açıklaması hiç de inandırıcı değil.

Dünyanın hiçbir yerinde bir kamyon dolusu el bombası, iki kişinin nezaretinde ve sivil bir araçla taşınmaz. Emniyete haber verilmemiş. Böyle bomba sevkıyatı yapıldığı nerede görülmüş? Bunu söylemek için illa da güvenlik uzmanı olmaya gerek yok. Hiçbir koruma olmadan Muğla'dan yola çıktığı söylenen kamyonun yolu ıssız bölgelerde teröristlerce kesilse ve kaçırılsaydı ne olacaktı?

Bu topraklarda yolların tekin olmadığını herkes bilir. En başta trafik canavarı kol geziyor. Ya ciddi bir kazaya karışsaydı ne olacaktı? Bu kamyonun daha önce kaza yaptığına ilişkin haberler de var. Petrol, gaz taşıyan tankerlerin üzerinde 'tehlikeli madde, fazla yaklaşmayın' uyarısı var. El bombası yüklü bir kamyon uyarısız, korumasız nasıl yollara düşebilir?

Bu kamyon vakası garipliklerle dolu... Bir dizi soru cevapsız. Bomba taşıma şeklinin izahı yok. İhbarcının söyledikleri ürkütücü... Eğer doğru ise Ankara'nın kamyonu Susurluk'un kamyonundan daha önemsiz değil.

Cevap yazmak için üye olmalısınız!
Hemen üye olmak için burayı tıklayınız..
 
 
Sayfalar:  1