AKTİF PİDE SALONU ALAÇAM AKTİF PİDE SALONUNDA GÖRMEK İSTEDİKLERİNİZ AGIZ TADI GİBİ GÜNLÜKLERİ BİZLER İLE PAYLAŞABİLİRSİNİZ |
|
Forum | Üye ol | Giriş Yap |
Forum >> SPOR HABERLERİ >> Bir gün mutlaka Türkiyeye döneceğim |
Yazan | |
aktifpidesalonu Forum Admini | 12 Mart 2010 Cuma 13:55:59 Gazetemizin 20.sini düzenlediği 'Yılın Sporcusu Ödül Töreni'nin bu yıl özel bir konuğu vardı. Artık 'Bizim Luçe' olan Mircea Lucescu, gecenin en renkli misafirlerinden biriydi. Rumen teknik adam, Türk futboluna aktardığı birikimleri, kişiliği ve çalışkanlığıyla futbolseverlerin haklı olarak takdirini kazandı. Geçen sezon Şükrü Saracoğlu Stadı'nda Shakhtar Donetsk ile son UEFA Kupası'nı havaya kaldıran Luçe, Türk taraftarların desteğini hâlâ unutamıyor. Bir gün mutlaka Türkiye'ye döneceğini dile getiren başarılı çalıştırıcı, bunun hangi şartlarda gerçekleşeceğini şimdilik tahmin edemiyor. Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'dan 'Özel Onur Ödülü'nü alan Mircea Lucescu ile A Milli Futbol Takımı'mızdan Arda Turan'a, Bursaspor'dan eski takımı Beşiktaş'a kadar birçok konuyu konuştuk. Zaman'IN ödül töreni için Türkiye'ye geldiğimde ne kadar çok özlendiğimi hissettim. Ben burada koca bir dört yıl geçirdim. Sokaklarda yürümeyi, insanlarla temas kurmayı, statta taraftarla birlikte olmayı ben de özledim. Her tarafta iyi karşılanmak güzel. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarlarının hepsi bana yakın ilgi gösteriyor. İyi çalıştığım ve işimi iyi yaptığım için insanlar bana sıcak davranıyor. İstanbul'u çok seviyorum. Boğaziçi nasıl unutulabilir ki. İstanbul'a her zaman zevkle geliyorum. Ama profesyonel hayatla ilgili ileride ne olur o bilinmez. Türk Milli Takımı BÜYÜK BİR ONUR. Ancak ben insanların kafasını karıştırmak istemiyordum. Şu an kulübüm Shakhtar Donetsk ile 1,5 yıllık kontratım var. Sözleşmem bitince yorumda bulunmam daha doğru olur. Böyle haberlerin çıkması hoşuma gitmiyor, anlam da taşımıyor. Türk Milli Takımı'nı çalıştırmak elbette büyük bir onur. Türk futboluna ayrı bir sempati duyduğumu her zaman söyledim. Burada önemli başarılar elde ettim, çok güzel günler geçirdim. Nasıl unutabilirim. Benim uluslararası tecrübeme değer kattı Türkiye'deki görev yaptığım dönem. Türk futbolu sayesinde tecrübe edindim. UEFA Kupası'nı kazanmak inanılmaz bir başarıydı benim için. Bu kupayı Şükrü Saracoğlu'nda havaya kaldırmak ise bambaşka bir anlam ifade ediyordu. Çünkü G.Saray ve Beşiktaş'ın statlarında da kupa kaldırdım. Üç takım için bir şeyler yaptım. 90'LI YILLARDA F.BAHÇE'YE GELDİM. Bu işleri şu anda tartışmanın bir anlamı yok; çünkü yinelemek gerekirse S.Donetsk ile kontratım var. Fenerbahçe'ye futbolculuğum dönemimde de transferim gündeme geldi. Hem de iki kez. 90'lı yıllarda Fenerbahçe için İstanbul'a geldim. O zamanki başkanla görüştük, sahayı gördüm. İtalya'daki antrenörlüğüm zamanında da temasımız oldu; ama İtalya'da kalmaya karar verdim. ERTUĞRUL'U yakından takip ediyorum. Ertuğrul, aktif futbol oynarken de benim için çok değerliydi. Samsunspor'da forma giyerken ve Multescu'nun yardımcı antrenörüyken yakından izliyordum. Top koştururken bile antrenör gibi davranıyordu. Oyunu organize ediyordu. Süratli değildi ama teknik ve taktik olarak harikaydı. Takımı içeriden idare edebiliyordu. İyi bir hoca olacağı belliydi. Ciddi bir duruşu var. Onun için çok mutlu ve çok umutluyum. Bugünlerde herkes 'Bursaspor şampiyon olacak' diye konuşmaya başladı. Bana göre Bursaspor gibi bir takımın şampiyon olması çok önemli. Ancak bu süreç çok zor. Ertuğrul Sağlam, ekibini iyi motive etmeli. Kazanmaktan korkmayacak bir ekip haline getirmeli. O zaman hedefler daha da yükselir. Geçen sezon Sivasspor bu baskıyı son haftalarda kaldıramamıştı. Bursaspor bunu başarırsa Türk futbolunda büyük bir devrimi gerçekleştirmiş olur. İstanbul saltanatı kırılabilir mi? Bu önemli bir soru. Şimdi transferlerde Anadolu takımları önemli işler yapıyor. Şu anda lig yarışı çok dengeli. Artık Anadolu takımları eskisi gibi İstanbul ekiplerinden korkmuyor. Daha cesurlar ve kazanmak için oynuyorlar. 15 yıl öncesindeki gibi namağlup şampiyonluklar hayal. Türk futbolunun gelişmesi açısından bunlar çok önemli. Büyük ekip oluşturmanın iki yolu vardır. Parayla yani paran yettiği kadar. İkincisi sabırla bir ekip kurmak ve o takıma da oyun stili kazandırmak. Ancak bu, uzun bir süreç. Arda Turan, yıldız bir futbolcu. Hatta büyük bir oyuncu. Ancak takımı iyi sonuç alamıyorsa hiçbir oyuncu yıldız olamaz. Arda hak ediyorsa ve büyük bir takıma gitmek istiyorsa onu kimse durduramaz. AVRUPA'DA YÖNETİCİLER ÖNE ÇIKMIYOR. Hakan Şükür'ün, 'Türkiye yabancı oyuncu ve yabancı teknik direktör transfer ediyor. Bence yabancı yönetici de gelmedi' dediğini söylediniz. Bence bu çok hassas bir konu. Ancak Hakan bir konuda haklı. İtalya, İspanya, İngiltere ve Almanya gibi futbolun lider ülkelerine baktığımızda yöneticilerin hiçbirinin ön plana çıkmadığını görebilirsiniz. Türkiye'dekilerin hep ön planda olmak istemesi, bazı anlarda alınan kararlarda yanlışlık olduğunu gösteriyor. G.SARAY'IN BORÇLARINI ÖDEDİM. G.Saray'da şampiyon olmuş ve Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamış bir teknik adam olarak ayrılmak zorunda kaldım. Bunları Avrupa'da göremezsiniz. Sadece büyük transferler yapmak değil, bir ekip kurmanız gerekiyor. Bu ekibi oluşturmak için de zaman gerekli. İki yılda bir seçim oluyor, çok para harcanıyor ve hemen başarı isteniyor. Böyle bir geri kazanma olmaz. G.Saray'a geldiğim zaman 150 milyon dolara yakın borç vardı. İki yıl kaldım, sadece para kazanmaya çalıştık. Oyuncu sattık. Zaman Gazetesi'nin töreni her yıl olduğu gibi süper bir organizasyondu. Bu törenlerde herkes kendini evinde hissediyor. Katılanlar ve ödül alanlar için özel bir an. Hep iyi ve güzel anılarım oldu Zaman Gazetesi ile. Türkiye'de iken de Zaman'ın özel bir yeri vardı. Polemikten ve provokasyondan uzak durdular. Futbolun içinde kaldılar ve güzelliklerini sergilediler. Haberleri doğru ve dürüst verdiler. Futbolu ortaya konulan performansa göre değerlendirdiler. Romanya'da da Zaman Gazetesi var ve ben onu yakından takip ediyorum. ZAMAN |
Hemen üye olmak için burayı tıklayınız.. | |
Sayfalar: 1 |