|
| ||
Öncelikle hepinize teşekkür ediyorum göstermiş olduğunuz bu hassasiyet hususunda.Cenazede bulunan herkese teşekküe ederim.Hakkınızı helal edin. | ||
akar-2553@.. |
| ||
siteniz çok güzel başarılarınızın devamını dilerim. | ||
a@hitcim.c.. | http://www.yonbilisim.com (76) |
| ||
Bunları söylerken elektriğe yola asla karşı olmadığımı söylemek isterim. Bunlar kaçınılmaz şeylerdir.Günümüzün şartlarındandır. Ama inandığımda şudurki elektriğin ve yolun geldiği gün köylerin doğal dokusunun bozulduğu gündür. Bugün yayla yolundaki eşşek zırıltısını özlüyorsak, yaylada üç bölük davarı göremiyor, goyaktaki öküz naralarını duyamıyorsak, ses sese verip küllüğün başında türküler söyleyemiyorsak, sevdalar eşgeriye çıktıysa, kızla oğlan aracı olarak peyik kullanmıyorsa, oraklar bilenmiyor terpanlar dövülmüyorsa, Bayramın tükanında artık nal mıh satılmıyorsa, dizgin eyer leyden yaba çatılarda eskilerden bir süs eşyası olarak asılıyorsa aşhanalardan tandur dumanı tütmüyorsa,bayırlardan tandura gözlük için burcak toplanmıyorsa... sizce bunların müsebbibi nedir? Şu bir gerçekki; köylerimizin doğallığı kaybolmuştur. Kendine has olan masumiyeti, mahcubiyeti vede saflığı kaybolmuştur. Hani sormuştun ya köyündeki neyi özledin diye. BEN KÖYÜMÜN EN ÇOK BU SAF YANINI ÖZLEDİM | ||
iha.ispir@.. |
| ||
Daha sonra köyümüze elektrik geldi. Gaz lambalarını yere vurup kırdık. Karanlıkdan aydınlığa çıktık diye. Elektikle beraber televizyon geldi. Dünyayı evimizin içine aldık. Dışarıya attıklarımızın farkında olmadan. Yollar yapıldı sevindik ırağı yakın ettik diye. Artık her tarlaya yol gidiyordu. Komda öküz de bakmayacaktık. Rahata kavuşacaktık. Ta yaylaya yol gidiyor. Onca yolu yarım saatte çıkacaz artık. Yollarda eşşek zırıltısı da olmayacak. Ağarti getirirken yağlarda erimiyecekti. EVET.. Bugün bu olumsuzlukların hiçbiri yok. Elektrikle gelen yolla gelen TEKNOLOJİYLE gelen rahatlığı yaşıyoruz.Kuşkusuzki teknoloji bize çok şey kazandırdı. Peki ya.. Bu gün özlemini çektiğimiz onca şeye bu teknolojinin vesile olduğunu da idrak edebiliyormuyuz. Bize kazandırdıklarının yanında neler götürdüğünün de farkındamıyız. Gün geçtikçe şikayetlerimiz memnuniyetlerimizin üzerine çıkmaya başladı. DEVAMI SONRAKİ BÖLÜMDE | ||
iha.ispir@.. |
| ||
İsmail abi soruma cevap verip yazdığın için çok teşekkür ederim. keşke memleket özlemini gidermek için hazırladığımız bu web sayfamıza herkezde sizin gibi gayesine uygun AMACINI AŞMADAN BİRİLERİNİ TENKİT ETMEDEN yazılarla katkıda bulunsa.. Özellikle sizin bu yazınız gençlerimize örnek olsun.. Hep kendi kendime “Keşke köyümüzün veya İspir’in imkanları hepimizi doyurabilseydi de, ekmek derdine düşerek ülkemizin değişik köşelerine dağılmak zorunda kalmasaydık.” derim. Keşke hep sevdiklerimizle beraber yaşayabilseydik. Ve yine keşke köyümüzde olup da annemiz, babamız vefat ederken onlara bir bardak su verip, helallik alabilseydik. Ama ne yapalım ki İspirlilerin kaderi bu! “Gurbetin gözü kör olsun.” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Bize çektirdiği bunca cefaya rağmen Meydanlı’ya darılıp “Aman canım, sen de! Boş ver.” dememiz de mümkün değil. En azından benim kendi adıma mümkün değil. Tam tersine, şu günlerde oraları öylesine özledim ki! Sanki her şey burnumda tütüyor. | ||
zafer2577@.. | http://www.meyanli.tr.cx (90) |
| ||
Değerli dostlar! Ben otuz yaşında bir kardeşinizim. Şimdiye kadarki ömrümün ancak üçte birini köyümde geçirebildim. Biliyorum ki çoğu köylümün yaşantısı da bundan farklı değil. Ama ne hikmetse ömrümüzün çok azını geçirebildiğimiz bu köyü hiç unutamadık ve her daim hatırladık. Aradan geçen yıllar unutturmak yerine, hasret üstüne hasret ekledi. Bundaki en büyük etkinin, çocukluk yıllarımızın bu köyde geçmesi olduğunu düşünüyorum. Hangimizin hatıralarla dolu olan Meydanlı köyü, hiç olmazsa on günde bir rüyasına girmez? Hangimiz koyun ve öküz güttüğümüz yerleri unutabildik? Arkadaşlarımla Cürekteyaptığım futbol maçlarını özledim. Çocukluğumun geçtiği evimizde yatarken komdan gelen kuzu ve koyun melemelerini, eşek anırmasını ve öküz böğürmesi özledim. Kısacası köyümün her şeyini, ama her şeyini özledim. “Bülbülü altın kafese koymuşlar. ‘Ah vatan, ah vatan.’ demiş.” sözünü gurbette geçen yıllar daha iyi anlattı bize. Her yılın ağustos ayında köyde buluşmak dileğiyle hepinize saygılar su | ||
zafer2577@.. | http://www.meydanli.tr.cx (72) |
| ||
Sadece yaz tatillerini köyde geçiren biri olarak tabiiki benim de özlemlerim var. Köyde evlerin geceleri idare lambasıyla aydınlandığı günleri yaşamış biriyim. Kazmalarla, insan gayretiyle yapılmış sadece Memet MOTUR un Willis cipinin tırmanabildiği köyün araba yolunu görmüş biri olarak, yaylaya sadece patika yollardan, iki eşşeğin yan yana geçerken birbir tayına değen dar yoldan üç dört saatte varabililmiş biri olarak,yaylada göç günleri yer sıkıntısı yüzünden semerlerin altında yatan kişilere şahit olmuş biri olarak, şu anda yarısı peg olan o yayla evlerinin hepsinin ocağının tüttüğü hatta her evde iki üç dıngısın kaldığı günleri görmüş biri olarak benimde muhakkak anılarım unutamadıklarım var. Aslında herkesin anıları, özlemleri hemen hemen ortak ve uzun. Bu yüzden bunları tek tek sıralamak istemiyorum DEVAMI SONRAKİ BÖLÜMDE | ||
iha.ispir@.. |
| ||
Herkese Selamlar, Zafer kardeş,daha önce sormuş olduğun bir soru vardı hatırlarsan. Köyünüzün en çok neyini özlediniz diye. Belki güncelliğini yitirdi ama ben bu konuda bişeyler söylemek isterim. Bu sene köyü ziyaret etme fırsatım oldu. Gerçi hemem hemen her yıl giden biriyim. Tatilimi genelde köyde geçiririm. Köyde doğmamış, orda yaşamamış biri olmama rağmen bendeki bu hevesin, bu köy sevgisinin nerden geldiğini de kendi kendime sorarım bazen. Bunun cevabını da pek veremiyorum ama şunu biliyorumki oranın,o dağların çok enterasan,çok gizemli bir yanı var. İnsanı kendine çeken büyüleyen mistik bir özelliği bu. Tabiki köyde herkesin özlem duyduğu şeyler var. Çobanlığı, yayla günleri, bostanlardaki masum hırsızlığı, göl ve çaylarda çimmesi, bir avuç ceviz için ta anuriya inmesi gibi.. Çocukluk günleri, delikanlı çağları, sevdaları hatta pişmanlıkları ve günahları. Hepsi birer özlem bunların. DEVAMI BİR SONRAKİ BÖLÜMDE | ||
iha.ispir@.. |
| ||
Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen Hem dünyaya meyleden, Adem Peygamber yatur Arkasiyle kum çeken, göz yaşıyle yuğuran Kabeye temel kuran, Halil Peygamber yatur Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden Belalara sabreden, Eyyup Peygamber yatur Balık karnında yatan, deryaları seyreden Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan Mısır’a sultan olan, Yusuf Peygamber yatur Yusuf’un yavu kılan, kurt ile davi kılan Ağlayıp göğsüz kalan, Yakup Peygamber yatur Asasın ejder eden, bahre urup yol eden Fir’avnı helak eden, Musa Peygamber yatur Ol Allahın habibi, dertlilerin tabibi Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur Hayber kal’asın yıkan, kafiri oda yakan Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur Ata ana gülleri, Kur’an okur dilleri Fatm’ana oğulları; Hasan, | ||
son_cuma22.. |
| ||
cahillik Bilmediği halde burnunu nasıl, Ustanın işine sokar bu cahil Ne kafiye bilir ne tarz ne usul Şiiri ters yönden bakar bu cahil Düşünmeden atar konuşur ergen Yazdığı her şeyde hata ederken Bana göre böyle olmalı derken Kurulmuş düzeni yıkar bu cahil Kalkar yanlış bulur benim dilime Ne tekniğe bakar ne de bilime Nerden öğrenmişse üç beş kelime Adamın canını sıkar bu cahil Cahil kafasını bilime yaslar Herkese laf atar bilgiçlik taslar Haddini aşarak herkese toslar Her taşın altından çıkar bu cahil fatih der bilgi mi? ,.. onda ne gezer Dili sivri, sözle insanı üzer Elinde kalemi yazar da çizer Şiirleri bozar sakar bu cahil | ||
kuskun_riz.. |
| ||
Ziyaretçi defterinde: 140 sayfada toplam 1400 kayıt bulunuyor. | Görüntülenen sayfa : 74 | ||
Sayfalar | ||
< | 1 2 ... 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 ... 139 140 | > Derlenme Süresi:1,207 s Sayaç: |